YÜKSEK BİNALAR

BİNA TEKNOLOJİSİNDEKİ YANLIŞ DEYİMLER
Yapı, bileşenlerin bir araya gelmesi ile oluşan yapay ve doğal her şeyi anlatmaktadır: atom, molekül, hücre yapısı, baraj, köprü, petrol platformu vb. gibi.
Bina, içinde insanların yasaması ve faaliyet göstermesi için en uygun şartların sağlandığı genellikle katlardan oluşan yapılan anlatan bir terimdir.
Bu ayrım üniversite sistemimizde de Yapı Bilgisi (İnşaat Mühendisliği), Bina Bilgisi (Mimarlık) Anabilim Dalları olarak yer almaktadır.
Gökdelen deyimi de, yüksek bina anlamında sık sık kullanılmaktadır. 19. yüzyılın sonlarından itibaren ABD'de inşa edilen ve çevresindekilere göre önemli ölçüde yüksek binalar skyscraper, Fransızca' da gratteciel, Almanca' da Wolkenkratzer olarak adlandırılmıştır. Türkçe ansiklopedi çevirilerinde de benzer deyimler yer almıştır. Ancak bunlar, doğaya aykırılık çağrışımı yaptığı için teknolojide kullanımdan kaldırılıp yerlerine, İngilizce' de High-Rise Building ve Tali Building, Almanca'da Hochhouse getirilmistir.
Rezidans, hesap hendese ve yabancı dil bilmeyen İmam Hatip Okulu kökenli Mimarlar ile yeni yetme İnşaat Müteahhitlerinin çok katlı binalara taktıkları yanlış isimdir.
Recidence (İngilizce);
  •  Mutfağı, beyaz eşyaları, internet bağlantısı, klima, doğalgaz donanımı, direkt telefon, kasa, ütü odası, kablolu televizyon ve uydu TV donanımları olan,
  •  Sekreterlik, resepsiyon, günlük temizlik, kuru temizleme, çamaşırhane ve alışveriş servis hizmetleri yapılan,
  • Genellikle devletin ve büyük şirketlerin çalışanlarına ücretsiz tahsis edilen 
  • Apart otel düzenindeki konut. 
 TDK Büyük Türkçe sözlüğe göre Lojman demektir.


TÜRKİYE DE MİMARİ ANLAYIŞ ve İNŞAAT TEKNİKLERİ YANLIŞ
Son 13 yılda Rant ekonomisi Türkiye de mimari anlayış ve inşaat tekniklerini değiştirdiği için insan yapısına ve doğaya aykırı konutlar üretiliyor. Türkiye'nin büyükşehirlerinde özellikle İstanbul'daki konutlar insanların sağlıklı yaşamalarına uygun nitelikte değil. Yeni tip konutlarda yaşayanların komşuluk ilişkileri ve aile bağları yok olduğu için toplum bölünüyor ve birbirine yabancılaşıyor.

BÜYÜK ŞEHİRLERİMİZ DAR ALANLARA SIKIŞTIRILDI
Türkiye'de yapılan en ciddi hata, yüksek katlı apartmanlar yoğunluğunun artırılması ve şehrin dar alanlara sıkıştırılmasıdır. Dünyanın lider kenti olduğu iddia edilen İstanbul’da yaklaşık 15 milyon insan 1000 kilometre kare alanda yaşıyor. 1950’lerden itibaren 1000 kilometrekareye hapsolmuşlar. Oysa İstanbul’un toprakları 5 bin 300 kilometre, kare. Yani İstanbul’da insanlar, ilin topraklarının 5/1’nde oturuyor. Kabataslak hesap yaptığımızda, araziyi çok fazla işgal etmeden İstanbul’da tüm nufüs en az 150-200 metrekarelik tek katlı bahçeli veya 2-3 katlı evlerde yaşabilir.  Doğadan uzaklaşmamak ve depremde güvenli olmak için enfazla 5 katlı evler uygun çözümdür. 
Ormanlara, su alanlarına zarar vermeden, tarım alanlarının yüzde 80'i korunarak çok daha yaşanabilir mekânlar oluşturulabilir. Yerel yönetimler tarafından Ulaşım ve alt yapı çalışmaları plan ve programlı olarak yapılırsa  yerleşim alanları toplumun ihtiyacına cevap verecek şekilde gelişir, arsa arz ve talep dengesi sağlanarak inşaat maliyetleri düşer. Böylece ihtiyacı olan herkes ev sahibi olur ve bahçeli evlerde, en fazla 3-5 katlı apartmanda otururlar.

DÜNYA NORMAL BİNALARDA YAŞIYOR, BİZ YÜKSELİYORUZ (?)
Almanya’da insanlar 2-3 bilemediniz 5 katlı binada yaşar. Almanya’nın nüfusu bizden 7 milyon daha fazla, yüzölçümümüz ise Almanya’nın iki katı fazla. Almanya’da insanlar az katlı binalar ve müstakil konutlarda yaşıyor da Türkiye’de insanlarımız neden yüksek binalarda yaşıyor? Bugün bizim insanımıza rezidans adı altında çok katlı 20-30-40 katlı binalar lüks konut alternatifi olarak sunuluyor.
İngiltere, arazi olarak Almanya’dan da küçüktür. Bizim 3/1’imiz kadar. Nüfusu da 65 milyon. İngiltere’de de yüzde 80- 90 az katlı binalar var. Deprem ülkesi Japonya yüzölçümü olarak bizim yarımızdan daha küçük, nüfus olarak neredeyse bizim iki katımız. 125 milyon nüfusu var ve ülkenin yüzde 80'i dağlarla kaplı.
Tokyo'da bile 33 milyon insan yaşarken iş merkezleri dışında çok katlı bina nadirdir. Orada da binalar 3-5 katlıdır.
Amerika da genellikle iş merkezi olarak inşa edilen yüksek binalarda çalışanlar çalışma bitiminde toplu taşıma sistemiyle kısa sürede ulaşılan banliyölerdeki en fazla 3 katlı, bahçeli, tabiatla iç içe çoğunlukla müstakil konutlarda yaşamlarını sürdürüyorlar.